- 24.10.2019 22:35:30
BİG BANG,EVRİM VE TANRI
Bu haber 2956 kez okundu

Bilmediğimiz durumlar ve konular hakkında yorum yapmak,sabit inançlarımıza ters düşen herşeyi reddetmek ne kadar kolay degil mi?

Çünkü öğrenmek ne kadar ucuzsa cehalet o kadar değerli. Evrim teorisi ve big bang'den bahsetmek istiyorum biraz.  Yıllarca sanki evrimi kabul edersem direkt inancımı reddedecekmişim gibi yanlış bir kanıya sahiptim. Aslinda bugüne kadar okuduğum, izlediğim duyduğum evrim evet inancımla çelişiyor. Ancak bu koca okyanusa dalmama engel değil.  Kafamı kurcalayan onlarca soruya rağmen en azından o kadar önyargılı değilim. Sonuçta tam anlamıyla hakim olmadigin bir konuyu direkt reddetmek kolaya kaçmak olur.

Big bang'den başlayalım.  Anlaşılan o ki belgesellere kitaplara hiç bir seye gözü kapalı inanmamak gerekiyor. Çünkü geneli big bang'in kaba taslak üzerinden geçerek, evrenin tamamen bir tesadüf eseri oluştuğundan bahsediyor.  Oysa bilimsel verilerin ışığında bilincimiz dahil evrendeki her maddenin tüm düzenin bir algoritması olduğunu düşünürsek böyle bir düzenin tesadüf eseri oluşması pek mümkün görünmüyor.  Newton sonsuz bir evrenin varlığından bahsediyordu  ve evrendeki her madde de çekim gücünün olduğundan. Ancak bu  mantıkta bir terslik var çünkü böyle bir durumda tüm evren eninde sonunda tek bir bileşene dönüşecekti.  1920'lere gelindiginde Einstein evrenin genişlediginden bahsetti. Newton'un teorisine öylesine inaniyordu ki bu durum kendisini bile şaşırttı.  Ancak evrenin genişlemesinin bulunmasıyla Newton'un buluşu da sağlam temellere dayandı.

Maddelerin çekim gücü herhangi bir sorun  teşkil etmiyordu çünkü sürekli genişleyen evrende yayılıyorlardı.  Yeryüzüne bırakılmış tek bir atomun parçalanmasının sonucuydu big bang. Kuran' daki "ve evreni (göğü)  kuvvetimizle kurduk,muhakak ki onu genişlemekteyiz ." ayetini göz önünde bulundurursak taşların en azından şimdilik rayına oturduğunu söyleyebilirim. 

Evrime gelince... O konuda hâlâ çözemediğim noktalar var. Son çalışmalar insan vücudundaki kromozomların 48'den 46'ya düştüğünü söylüyor.  Ancak bu doğada örnekleri olan bir durum. Eksildi denilen kromozomlar aslında sadece yanında bulunan diğer kromozomlarla bir kaynaşma yaşayarak bütünleşiyor.  Ancak bu durumun nasıl ve neden gerçekleştiği muamma. Maymunlarda da 48 kromozom olduğu düşünülürse Darwin'i hemen topa tutmak biraz haksızlık olur. Biyolojik ve zihinsel anlamda bir evrim olduğu kesin. Ancak bu teori devamında bir cok soruyu beraberinde getiriyor. 

Eğer doğa koşullarının zorlaması sonucunda bir mutasyon söz konusuysa simdi ki maymunlar niye evrilmiyor. Mesela katil balinaların tuzaklarindan kaçan prillerden ,kutup ayısından kaçan penguenlerden ya da sirkte çalıştırılan hayvanların evriminden söz edilmiyor.  Veya tecavüze şiddete maruz kalan kadınlar, çocuklar niye bir türlü evrilemiyorlar. Kim bilir belki de bizden sonraki nesil de onların evrimi üzerine çalışmalar yürütür.  Gelelim diğer soruya canlıların temel amacı hayatta kalmak ve üremek üzere kuruluysa neden homo deusu yaratmak için var gücümüzle uğraşıyoruz. Yapmamız gereken tek şey hayatta kalmak ve üremek.  Oysa bu dünyaya kazık çakmaya ve tüm evrene hükmetmeye çalışan tek canlı türüyüz.  Yani bu algoritma neye göre işliyor? Açıklanması gereken onlarca soru var ve sanırım evren var olduğu sürece bu soruların sonu gelmeyecek.

Insanları bilmem ama soruların var gücüyle üredikleri kesin:)


 

Yapılan Yorumlar
Yorum Yap